OLGU SUNUMU | |
1. | Akut Respiratuar Distres Sendromu Sebebiyle Ekstrakorporeal Membran Oksijenasyon Tedavisi Alan Bir Hastada Fizyoterapi: Kısa ve Uzun Dönem Takip Physiotherapy on a Patient Supported by Extracorporeal Membrane Oxygenation for Acute Respiratory Distress Syndrome: Short- and Long-Term Follow-up İlknur Naz, Ozlem Ediboglu, Cenk Kiraklidoi: 10.5505/respircase.2021.81488 Sayfalar 160 - 166 Son yıllarda Akut Respiratuar Distres Sendromu (ARDS) olan hastalarda yeterli gaz değişimini sürdürmek için ekstrakorporeal membran oksijenasyonu (ECMO) kullanıl-maktadır. Bu olgu sunumunun amacı, merkezimizin ECMO tedavisindeki ARDS'li bir hastada fizyoterapi ile ilgili deneyimini tanımlamak, fizyoterapiyi desteklemek ve ta-burcu olduktan altı ay sonra hastanın uzun dönem fonksiyonel sonuçlarını aktarmaktır. Burada, yoğun bakım ünitemize ARDS tanısı ile sevk edilen ve ECMO tedavisi alan 28 yaşındaki bir kadın sunulmuştur. Hasta ECMO'da iken pasif teknikleri içeren fizyoterapi uygulamaları almış ve ECMO'nun ardından aktif bir mobilite programına katılmıştır. Taburculuk sonrası 6. ayda hastanın, fonksiyonel seviye, egzersiz kapasitesi, dispne, kas kuvveti, anksiyete, depresyon ve yaşam kalitesi gibi uzun dönem sonuçlarının olduk-ça iyi seviyede olduğu görülmüştür. Erken fizyoterapi ve mobilite programına katılımın bir ECMO hastasında kısa ve uzun vadeli fonksiyonel iyileşmelere katkıda bulunabileceğini düşünmekteyiz. |
2. | Astım Tanılı Hastada Tarçın Çubuğu Aspirasyonu: Olgu Sunumu Cinnamon Stick Aspiration in a Patient with Asthma: A Case Report Sefa Semih Atal, Omer Ayten, Cengiz Özdemir, Tayfun Caliskan, Bengü Şaylan, Oguzhan Okutan, Zafer Kartalogludoi: 10.5505/respircase.2021.60783 Sayfalar 167 - 171 Trakeobronşiyal sisteme yabancı cisim aspirasyonu, çocuklarda erişkinlere göre daha sık görülen, ciddi sonuçlara ve hatta mortalite ve morbiditeye neden olabilen, tanıda gecikme yaşanılan bir durumdur. Astım nedeni ile takip edilen 59 yaşındaki kadın hastanın akciğer bilgisayarlı tomografisinde sol ana bronşta daralma olması nedeni ile yapılan fleksible bronkoskopide yabancı cisim saptanmıştır. Hastaya yanlışlıkla astım tanısı konmuştu. |
3. | Endobronşiyal Ultrasonografi-Transbronşiyal İğne Aspirasyonunun Nadir Bir Komplikas-yonu: Endobronşiyal Nodül A Rare Complication of Endobronchial Ultrasonography-transbronchial Needle Aspiration: Endob ronchial Nodule Kemal Can Tertemiz, Nurcan Güler, Volkan Karaçam, Aylin Ozgen Alpaydindoi: 10.5505/respircase.2021.67689 Sayfalar 172 - 175 Endobronşiyal ultrason kılavuzluğunda transbronşiyal iğne aspirasyonu (EBUS-TBİA) yüksek tanısal verime sahip güvenli bir prosedürdür. Bununla birlikte, EBUS-TBİA prosedürleri ile ilgili komplikasyonlar giderek da-ha fazla rapor edilmektedir. EBUS-TBİA yaygın komplikasyonları arasında, enfeksiyöz komplikasyonlar, pnömotoraks, kanama ve pnömomediasten yer almaktadır. Komplikasyon sıklığı çalışmalar arasında değişmek-le birlikte komplikasyon oranları oldukça nadirdir (% 0.15 -% 1.44). EBUS‐TBİA' nın nadir komplikasyonlarından biri, EBUS-TBİA'yı takiben trakeobronşiyal delinme bölgelerinde nodüler lezyonların ortaya çıkmasıdır. “Trakeobronşiyal ponksiyon bölgesi nodüler reaksiyonu" (TPNR) olarak tanımlanır. Bura-da, tanısı ikisinde granülasyon dokusu, birinde malignite olan TPNR gelişen üç olguyu sunuyoruz. EBUS sonrası nodüler lezyon ile başvuran olguarda mutlaka biyopsi alınma-lıdır. |
4. | EBUS TBİA ile Tanı Konulan Dev Primer Mediastinal Leiomyom: Olgu Sunumu Giant Primary Mediastinal Leiomyoma Diagnosed with EBUS-TBNA: A Case Report Serap Duru, Emine Bahar Kurt, Tuğba Taşkın Türkmenoğlu, Kubilay İnandoi: 10.5505/respircase.2021.32848 Sayfalar 176 - 179 Mediyastinal leiomyomlar genellikle özefa-gus kökenlidir. Primer mediastinal leiomyom ise oldukça nadir görülmektedir. Dev primer mediyastinal leiomyomun tedavisi torasik cerrahi ile kitlenin çıkarılmasıdır. Bu yazıda EBUS TBİA ile tanı konulan ve trakeaya bası yapan arka mediastende leiomyomu olan olguyu sunduk. |
5. | İnterstistiyel Akciğer Hastalığı ile Seyreden Hemanjiyolenfanjioma: Nadir Bir Olgu Hemangiolymphangioma with Accompanying Interstitial Lung Disease: A Rare Case Gülçehre Oğuztürk, Selin Onay Mahmuti, Ece Yasemin Demirkol, Neslihan Fener, Ekrem Cengiz Seyhan, Erdoğan Çetınkaya, Muzaffer Metindoi: 10.5505/respircase.2021.38039 Sayfalar 180 - 185 Vasküler anomaliler, embriyonik yaşamda oluşan, lenfatik ve kapiller sistemleri etkileyen patolojilerdir ve histolojik özelliklerine göre vasküler tümörler veya vasküler malformasyonlar olarak sınıflandırılırlar. Nadir görülürler ve daha çok yaşamın ilk yıllarında saptanırlar. Hemanjiyolenfanjiyomlar da lenfatik ve kapiller sistem elemanları içeren, benign bir vasküler tümördür. İnsidansı yenidoğanlarda 1/12.000 olarak bildirilmiştir. Bugüne dek bildirilen olgular baş bölgesi (ağız boşluğu, orbita vs), boyun ve mediasten bölgelerindedir. Biz de bu makalede interstistiyel akciğer hastalığı ile seyreden ve yapılan tanısal video yardımlı akciğer bi-yopsisi (VATS) işlemi sonrasında hemanjiyolenfanjiyoma tanısı alan 17 yaşında bir erkek hastayı sunduk. Kronik bir hastalığı olmayan ve sekiz aydır olan öksürük ve nefes darlığı ile polikliniğe başvuran hastaya çekilen toraks tomografisinde interstistiyel akciğer özellikleri görülmüş olup; VATS işlemi sonra-sında hastada şilotoraks gelişti. Patoloji so-nucu hemanjiyolenfanjiyom olarak sonuçlandı. |
6. | Birt-Hogg-Dubé Sendromu ve Sarkoidozun Nadir Birlikteliği A Rare Coexistence of Birt-Hogg-Dubé Syndrome and Sarcoidosis Celal Satıcı, Gizem Köybaşı, Ayşe Koyukan, Ekrem Cengiz Seyhandoi: 10.5505/respircase.2021.40327 Sayfalar 186 - 189 Birt-Hogg-Dube (BHD) sendromuna sahip hastalarda FLCN geni tarafından kodlanan folliculin proteininin T-helper-1 hücre aktivasyonuna yol açarak sarkoidoza yol açabileceği ve bu sebeple bu iki hastalık arasında patofizyolojik bir ortaklık olabileceği düşünülmektedir. Burada nadir bir BHD sendromu ve sarkoidoz birlikteliği olgusunu sunuyoruz. BHD tanısı alan hastaların toraks bilgisayarlı tomografilerinin hem parankim hem de mediasten penceresinde olası bir mediastinal lenfadenopatiyi gözden kaçırmamak adına detaylı olarak incelenemeli ve patolojik boyutta bir lenf nodu mevcut ise biyopsi yapılmalıdır. |
7. | İnterstisyel Akciğer Hastalığı ile Prezente Olan Niemann-Pick Tip B Olgusu A Case of Niemann-Pick type B Presented with Interstitial Lung Disease Gülşah Günlüoğlu, Pelin Pamir, Ayşe Yeter, Elif Yelda Özgün Niksarlıoğlu, Merve Dilşad Gün, Nurcan Ünver, Güngör Çamsarıdoi: 10.5505/respircase.2021.68815 Sayfalar 190 - 194 Niemann-Pick hastalığı, asit sfingomiyelinaz eksikliği sonucu retiküloendotelyel hücrelerde sfingolipidlerin biriktiği nadir bir lizozomal depo hastalığıdır. Üç formu tanımlanmıştır. Niemann-Pick tip B, farklı ağırlıkta klinik bul-gulara sahip olduğundan hastaların prezentasyonu ve hastalık progresyonu farklıdır. Lipid depolanma yavaş ve progresif olup multipl organda bozulma oluşturur. Hastalar çoğunlukla erişkin yaşta tanı alırlar ve pulmoner tutulum sıklıkla görülür. Olgumuz, 32 yaşında kadın hasta, öksürük ve dispne şi-kayetleri ile başvurusu sonrası interstisyel akciğer hastalığı ön tanısı ile, girişimsel işlemi kabul etmediğinden spesifik tanı almadan uzun süredir takip edilmekteydi. Semptomlarında progresyon olması nedeni ile yapılan açık akciğer biyopsisi, köpüksü sitoplazmalı histiyositler olarak sonuçlandı. Sonrasında splenomegali ve trombositopeni nedeni ile yapılan kemik iliği biyopsisinde geniş yama tarzında depo hastalığı ile uyumlu histiyositik infiltrasyon gösteren hafif hiposellüler kemik iliği görülmesi sonucu, Niemann-Pick tip B tanısına ulaşıldı. Depo hastalıkları nadir görülmesi sebebi ile interstisyel akciğer hastalık-ları ayırıcı tanısında ön planda düşünülme-mekle birlikte sistemik semptom varlığında akla getirilmelidir. |
8. | BiPAP Sağ Atriyumdaki Havanın Nedeni Olabilir mi? Could BiPAP Cause Air in the Right Atrium? Burcu Akkok, Muhammed Çiftçioğlu, Akif Özcandoi: 10.5505/respircase.2021.05657 Sayfalar 195 - 197 Hava embolisi, havanın, direk ileti ve basınç farkı yoluyla venöz veya arteryel sisteme girmesi olarak tanınlanmaktadır. En sık görülen nedenleri iyatrojenik olup yapılan cerrahi ve invazif işlemlere bağlı olduğu görülmüştür. Hava embolisinin sonuçları hava hacmine ve havanın giriş hızına bağlıdır. Kliniği asemptomatik seyirden şoka giden tabloya kadar değişkenlik gösterebilir. Acil tedavi yöntemi ise hemodinaminin sağlanması, oksijen desteği ve pozisyon vermedir ve seçili olgularda hiperbarik oksijen tedavisidir. Bu olgu sunumunda kronik solunum yetmezliği nedeni ile evde bilevel pozitif hava yolu basıncı (BiPAP) kullanan hastada gelişen venöz hava embolisinin nedenlerini ve hiperbarik oksijen tedavisi verilmeden kısa dönemde rezorbe olduğunu göstermeyi amaçladık. |
9. | Dapson Kullanımına Bağlı Gelişen Methemoglobinemi: Olgu Sunumu Methemoglobulinemia due to Dapson Use: A Case Report Recai Ergün, Serap Atik, Dilek Ergün, Fikret Kanatdoi: 10.5505/respircase.2021.61224 Sayfalar 198 - 201 Dapson genellikle iyi tolere edilmesine rağmen hematolojik yan etkiler gösterebilmektedir. Methemoglobinemi ender görülen bir klinik durum olmasına karşın, zamanında ve uygun tedavi edilmediği takdirde ölüme neden olabilir. Yirmi bir yaşında erkek hasta nefes darlığı nedeni ile polikliniğimize başvurdu. Oda havasında ölçülen okijen saturasyonu %88 idi. Öykü, fizik muayene ve tetkiklerinde nefes darlığını açıklayacak bulgu yoktu. Arter kan gazında methemoglobin düzeyi yüksek (Fmethb: 10,6) olarak saptandı. Dispne ve hipoksi bulguları olan hastada ayrıntılı anamnezde IG A Dermatitine bağlı dapson kullanımı olduğu öğrenildi. IG A dermatiti nedeniyle dapson kullanan ve dispne ile başvuran genç hastada hipoksemi ve methemoglobineminin nadir nedenlerinden olan dapson kullanımını akla getirmek adına bu olguyu sunuyoruz. |
10. | İnvazif-Non-İnvazif Ventilasyon Uygulanmayan COVID-19 Pnömonisinde Pnömotoraks Olmadan Spontan Pnömomediastinum: Olgu Sunumu Spontaneous Pneumomediastinum without Pneumothorax in Non-ventilated COVID-19 Pneumonia: A Case Report Salvatore Greco, Enrico Giorgini, Gaetano Lo Coco, Nicoletta Giacalone, Paola Sambo, Maria Teresa Milite, Giovanni Magalotti, Arianna Lanzi, Elena Magnani, Rosanna DAmbrosio, Elisa Paolucci, Luca Montagutidoi: 10.5505/respircase.2021.68916 Sayfalar 202 - 207 Spontan pnömomediastinum (SPM) korona virüs (COVID-19) hastalığının nadir kompli-kasyonları arasında bulunmaktadır. Genel-likle invazif / non-invazif ventilasyon veya yüksek akışlı oksijen tedavisi alan ve hastalı-ğı ağır şekilde geçirmekte olan hastalarda görülür. Ventilasyon kullanılmayan COVID-19 hastalarında çok düşük oranda SPM tes-pit edilmektedir. Ancak SPM gelişmesinin altında yatan nedenler hala tam olarak anlaşılmamıştır. Bu makalede 65 yaşında, klinik olarak kardiyovasküler veya pulmoner hastalık geçmişi olmayan, hastaneye yatı-şından sonraki birkaç gün içinde SPM geli-şen bir olguyu sunmaktayız. Toraks BT-anjiyografisinde SPM tespit edilmiş olup yük-sek akımlı oksijen tedavisi kullanmamıştır. |
11. | Asemptomatik COVID 19 Hastasında Gelişen Spontan Pnömomediastinum Spontaneous Pneumomediastinum in an Asymptomatic COVID-19 Patient Mehmet Veysel Coşkun, Selma Karaahmetoğlu, Sinem Karaoğlu, Sema Nur Arasan, Merve Öztürkdoi: 10.5505/respircase.2021.08769 Sayfalar 208 - 211 Spontan pnömomediastinum, COVID-19 hastalarında nadir görülen ve hayatı tehdit eden komplikasyonlardan biridir. Literatürde az sayıda COVID-19'a bağlı spontan pnömomediastinum bildirimi bulunmakla birlikte, bu olgular daha çok orta ve şiddetli derecede COVID-19 hastalığı nedeni ile yoğun bakım ünitelerinde veya COVID-19 kliniklerinde bir süredir takip edilen hastalardır. Burada, bilinen dahili hastalığı olmayan asemptomatik bir COVID-19 hastasında gelişen spontan pnömomediastinum olgusunu sunduk. |
12. | COVID-19 Pnömonisi ile Birlikte Simultane Bilateral Spontan Pnömotoraks Simultaneous Bilateral Spontaneous Pneumothorax with COVID-19 Pneumonia Pelin Erdizci, Mustafa Akyıl, Serkan Bayram, Ozan Kaya, Serdar Evman, Volkan Baysungurdoi: 10.5505/respircase.2021.27879 Sayfalar 212 - 215 COVID-19, tüm dünyayı etkileyen bir salgın haline geldi. İlk olgular tespit edildiğinden beri, pnömotoraks nadir görülen bir olası komplikasyon olarak kabul edildi. Mekanik ventilasyon uygulanan hastalarda yüksek basınç nedeni ile pnömotoraks gelişebildiği bilinmektedir. Kronik akciğer hastalığı öyküsü olmayan ve mekanik ventilasyon uygulanmayan, COVID-19 pnömonisi ile birlikte simultane bilateral spontan pnömotoraks tespit ettiğimiz olgumuzu sunuyoruz. |
13. | COVID-19 Olgularında Yüksek Akımlı Nazal Oksijen Tedavisinin Trakeobronşiyal Mukozaya Etkisi Effect of High-Flow Nasal Oxygen Therapy on Tracheobronchial Mucosa in COVID-19 Cases Melahat Uzel Şener, Semih Aydemir, Ayperi Ozturkdoi: 10.5505/respircase.2021.35119 Sayfalar 216 - 219 COVID-19 pandemisinde birçok hastada solunum yetmezliği gelişir ve yüksek akımlı nazal oksijen tedavisi (HFNO) sıklıkla tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Yoğun bakım ünitesinde HFNO ile izlenen üç COVID-19 hastasına fiberoptik bronkoskopi uyguladık. Her iki hastada da, trakeobronşiyal sistem mukozasının tamamında yaygın hiperemi, hiperpigmentasyon ve mukozal hasar ile birlikte yanmış/hasarlı bir mukoza tespit edildi. Uzun vadeli etkileri bilinmemektedir. Bu yazıda HFNO sonrası gelişen mukozal hasara dikkat çekmek istiyoruz. COVID-19 hastalarında ventilasyon desteğine karar verirken bu etkilerin dikkate alınması uygun olacaktır. |
14. | COVID-19 tedavisi Komplikasyonu Olarak Avasküler Kemik Nekrozu Gelişen Olgu A Case with Avascular Bone Necrosis Developing as a Complication of COVID-19 Treatment İlker Yılmam, Bilkay Serez Kaya, Ebru Çakır Edis, Fethi Emre Ustabaşıoğlu, Cem Çopuroğludoi: 10.5505/respircase.2021.26680 Sayfalar 220 - 223 COVID-19 hastalığı ile ilgili bilgilerimiz ve deneyimlerimiz arttıkça tedavi yaklaşımlarımız da değişebilmektedir. COVID-19 hastalığına bağlı olarak solunum yetmezliği gelişmiş olan hastalarda sistemik glukokortikoidler ile hastalık tablosu daha iyi kontrol altına alınabilmekte ve mortalite oranları ile hastane yatış süreleri de azalmaktadır. Özellikle organize pnömoni gelişmiş olgularda steroid tedavisi uzun süreli olabilmekte ve hastalar idame tedavisi ile taburcu olabilmektedirler. Bununla beraber, hastalarda glukokortikoid kullanımına bağlı olarak postcovid dönemde komplikasyonlar da görebilmekteyiz. Daha çok bakteriyel ve mantara bağlı akciğer enfeksiyonları görülürken, glukokortikoidlerin diğer bir yan etkisi de kemik metabolizması üzerine olan olumsuz etkileridir. Burada, COVID-19 nedeni ile uzun süreli steroid kullanımı sonucu avasküler kemik nekrozu gelişen olguyu sunduk. |
15. | Yazar İndeksi Author Index Sayfalar 224 - 225 Makale Özeti | |
16. | Hakem İndeksi Reviewer Index Sayfa 226 Makale Özeti | |