OLGU SUNUMU | |
1. | İmmünkompetent Bir Hastada Masif Yaygın Tüberküloz: Endemik Bir Ülke Endonezya'dan Erken Tanı ve Ampirik Tedavi Yaklaşımı (Olgu Sunumu ve Literatür Değerlendirmesi) Massive Disseminated Tuberculosis in an Immunocompetent Patient: Early Diagnostic and Empiric Treatment Approach from an Endemic Country: Indonesia (A Case Report and Literature Review) Allen Widysanto, Audrey Suryani Soetjipto, Nata Pratama Lugitodoi: 10.5505/respircase.2019.09825 Sayfalar 86 - 93 Tüberküloz (TB), yüzyıllardır bu hastalığı yenmek için verilen çabalara rağmen hala yaygındır. Endonezya, sağlık hizmetlerine; özellikle de yüksek derecede duyarlı ve spesifik moleküler araştırmaya erişime eşit olmayan bir dağılımıyla, dünyadaki toplam TB yükünün en yüksek olduğu üçüncü ülkedir. Enfeksiyonun kontrol altına alınması için hızlı ve doğru TB tanısı çok önemlidir. ARB smear testi (balgam yayma), kolayca erişilebilir ve uygun maliyetli bir testtir. Ancak, bazı eksiklikleri vardır. Akciğer, perikardiyal, peritoneal, utero-over, genitoüriner ve dalak tutulumu ile ikinci basamak bir sağlık tesisine başvuran, öncesinde sağlıklı 23 yaşındaki Endonezyalı bir kadında, ARB yayma negatif dissemine tüberküloz (TB) saptadığımız olguyu sunuyoruz. Klinisyen, hastanın kliniği ve hastalığın endemik epidemiyolojisini göz önüne alarak, pozitif mikrobiyoloji ve tanısal biyopsi sonucu olmadan anti-tüberküloz tedavisine başlamayı tercih etti. Anti-tüberküloz tedavinin başlanmasından 2 ay sonra ortaya çıkan pozitif mikobakteriyel kültür ile tanı doğrulandı. Ayrıca, diğer ülkelerden bildirilen 20 adet immünokompetan dissemine tüberkülozuları da inceledik. |
2. | Tedaviye Dramatik Yanıt Veren Akut İdyopatik Nonspesifik Pnömoni Olgusu A Case of Acute Idiopathic Non-specific Pneumonia with Dramatic Response to Treatment Gulsah Gunluoglu, Fatma Esra Günaydın, Halide Nur Urer, Nurdan Kalkan, Nurdan Şimşek Veske, Sedat Altındoi: 10.5505/respircase.2019.52296 Sayfalar 94 - 98 Nonspesifik interstisyel pnömoni (NSİP), idiopatik interstisiyel pnömonilerin bir formudur. Spesifik histolojik paternini, değişken derecelerde alveolar duvar inflamasyonu veya fibrozis eşlik eden temporal uniform lezyonlar oluşturur. Organize komponent değişik derecelerde bulunabilir ve histolojik olarak organize komponentin varlığı NSİP tanısını dışlatmaz. Akut solunum yetmezliği NSİP'te nadir görülür. Radyolojik olarak yaygın konsolidasyon bulguları ve akut solunum yetmezliği tablosunda kliniğimize başvuran kadın hastaya, cerrahi akciğer biyopsisi yapılmış ve organize pnömoni komponentli NSİP tanısı konmuştur. Steroid tedavisine hızlı cevap gözlenmiş ve klinik bulgular dramatik olarak düzelmiştir. Organize pnömoni komponentili idiopatik NSİP olgularının solunum yetmezliği ile başvurabileceklerini ve hızlı tanı ve tedavinin bu hastalardaki önemini vurgulamak amacıyla olgumuzu sunuyoruz. |
3. | Kronik Konstipasyonun Nadir bir Komplikasyonu: Lipoid Pnömoni A Rare Complication of Chronic Constipation: Lipoid Pneumonia Berna Duman, Ali Vefa öztürk, Ipek Coban, Tugba Cosgun, Alper Toker, Levent Dalardoi: 10.5505/respircase.2019.40326 Sayfalar 99 - 102 Lipoid pnömoni nadir görülür. Özellikle yaşlılarda kronik konstipasyon amacı ile kullanılan mineral yağlarda aspirasyon riski vardır. Burada zeytinyağı aspirasyonu sonucu gelişen lipoid pnömoni olgusu anlatılmaktadır.Yetmiş yaşında erkek hasta iki aydır devam eden öksürük, balgam şikayetleri ile başvurdu.Toraks BT’de sağ akciğer alt lob posterior segmentte ve sağ orta lobda yaygın buzlu cam dansiteleri saptandı.Nonspesifik antibiyoterapiden bir ay sonra çekilen Toraks BT’de orta lobda bulguların sebat ettiği görüldü. Sağ orta lobdan bronkoalveolar lavaj yapıldı. ARB, nonspesifik kültür, mantar ve sitoloji incelemeleri tanıya ulaştırmadı. Yeni toraks BT’de sağ orta lobda volüm kaybının geliştiği görüldü. Tanı ve tedavi amaçlı sağ orta lobektomi yapıldı. Patolojik incelemesi lipoid pnömoni ile uyumlu bulundu. Tekrar sorgulandığında kronik konstipasyonu için hergün sekiz yemek kaşığı zeytinyağı içtiği öğrenildi. Buzlu cam infiltrasyonu olan olgularda lipoid pnömoni akılda bulundurulmalıdır. Özellikle çocuklarda, yaşlılarda, reflü, yutma güçlüğü veya nörolojik hastalığı olan kişilerde laksatif amaçlı mineral yağ kullanımı bıraktırılmalıdır. |
4. | Pnömotoraks Aspergilloma Nedeni Olabilir mi? Can Pneumothorax be the Cause of Aspergilloma? Onur Derdiyok, Levent Alpay, Volkan Baysungurdoi: 10.5505/respircase.2019.34713 Sayfalar 103 - 106 Spontan pnömotoraksın cerrahi tedavisinde bülektomi ve plörodezis genellikle kullanılmaktadır. Bullektomi ve plöredez nüksü önlemek için birlikte uygulanır. Bununla birlikte, plöredez göğüs duvarı ve büllöz akciğer neovaskülarizasyonuna neden olduğunda, özellikle apikal bölgede uygulanır. Ancak, ortaya çıkan steril alan, Aspergillus gibi birçok karmaşık klinik problemle sonuçlanabilir. Bu çalışmada, 7 yıl önce yapılan tüp torakostomi sonrası, sağ hemitoraksın steril alanından kaynaklanan aspergillomaya bağlı hemoptizi komplikasyonları nedeniyle sağ üst lobektomi yapılan olgumuzu sunuyoruz. |
5. | Pulmoner İğ Hücreli Sarkomatoid Karsinom: Olgu Sunumu Pulmonary Spindle Cell Sarcomatoid Carcinoma: A Case Report Nesrine Fahem, Ahmed Ben Saad, Rania Kaddoussi, Manel Njima, Asma Migaou, Saoussen Cheikh Mhamed, Samah Joobeur, Naceur Rouatbidoi: 10.5505/respircase.2019.26539 Sayfalar 107 - 110 Primer akciğer sarkomatoid karsinomu (SC) bir nadir görülen maling tümörlerden olup iğ hücreli SC, bu histolojik kategorinin bir alt türünü temsil eder. Literatürde sadece birkaç olgu bildirilmiştir. Tedavi ve prognoz, pulmoner SC için net olarak belirlenmemiştir. Burada, bilgisayarlı toraks tomografide (BT) sol apikal kitle saptanan ve göğüs ağrısı araştırması yapılan 40 yaşındaki bir hastayı sunuyoruz. BT eşliğinde yapılan akciğer biyopsisi ve immünhistokimya inceleme sonunda hastaya iğ hücreli SC tanısı kondu. Radyo-kemoterapi uygulandı. Başlangıçta kısmi bir cevap alınmakla beraber sonra bir tümör progresyon gösterdi. |
6. | Primer Pulmoner Leiyomyosarkom: Olgu sunumu Primary Pulmonary Leiomyosarcoma: A Case report Ilgin Timarci, Gülistan Karadeniz, Gulru Polat, Fatma Demirci Üçsular, Görkem Vayısoğlu Şahin, Enver Yalnız, Nur Yüceldoi: 10.5505/respircase.2019.79847 Sayfalar 111 - 114 Leiyomyosarkom düz kaslardan köken alan malign mezenkimal tümördür. Sıklıkla uterus, retroperitonium ve intraabdominal bölgeden kaynaklanırken primer pulmoner kökenli olarak da görülmektedir. Kırk üç yaşında, nefes darlığı yakınması ile başvuran primer pulmoner leiyomysarkom tanısı konan kadın hasta nadir görülmesi nedeniyle sunulmuştur. |
7. | Yetişkinde Mediastinal Kistik Higroma: Olgu Sunumu Adult Mediastinal Cystic Hygroma: A Case Report Hulya Dirol, Fatma Deniz, Aykut Cilli, Levent Dertsizdoi: 10.5505/respircase.2019.00921 Sayfalar 115 - 118 Kistik higroma, lenfatik sistemin nadir görülen konjenital bir malformasyonudur ve genişlemiş ve sıvı dolu lenfatik damarlardan oluşur. Oluşum sırasında lenfatik sistemde meydana gelen tıkanma nedeniyle geliştiği varsayılmaktadır. Çoğu boyunda bulunur, ancak aksilla ve mediastende de bulunabilirler. Erişkinlerde izole mediastinal kistik higroma çok nadir görülen bir patolojidir. Tam cerrahi eksizyon, tercih edilen tedavi yöntemidir. Yüksek nüks oranları nedeniyle inkomplet eksizyon yerine lezyon ve çevresindeki dokunun tamamen rezeke edildiği komplet eksizyon tercih edilir. Eksizyonun imkansız olduğu durumlarda radyoterapi, aspirasyon, sklerozan enjeksiyonu, sistemik kemoterapi ve interferon-α gibi diğer tedavi yöntemleri uygulanabilir. Burada, tesadüfen saptanan bir mediastinal kistik higroma olgusunu ve tam rezeksiyondan sonra 4 yıllık takip sonuçlarını sunuyoruz. |
8. | Bronkopulmoner 'Psödo' Sekestrasyon Bronchopulmonary 'Pseudo' Sequestration Nur Erik, Şeyma Başlılar, Sedef Kaya, Bengü Şaylandoi: 10.5505/respircase.2019.33603 Sayfalar 119 - 122 Bronkopulmoner sekestrasyon terimi geniş bir bronkopulmoner vasküler malformasyon spektrumunu içerir. Çölyak arterin dalından kanlanan, normal sağ akciğer alt lobu olan asemptomatik bir olguyu sunuyoruz. Yirmi üç yaşında asemptomatik, sigara içmeyen, erkek askeri personel rutin sağlık kontrolü için başvurdu. Kontrastlı toraks bilgisayarlı tomografisinde (BT) sağ akciğer alt lobun kanlanmasını çölyak arterden aldığı tespit edildi. Konjenital bronkopulmoner psödosekestrasyon olarak değerlendirildi ve solunum semptomu olursa başvurması önerildi. Bronkopulmoner sekestrasyon tanımı Pryce tarafından yapılmış ve üç grupta toplanmıştır. Tip I: Normal bir akciğer lob/segmentinin anormal sistemik kanlanmasının olması, Tip II: Akciğerden bağımsız olan akciğer dokusu ve komşu normal akciğerin anormal sistemik kanlanmasının olması, Tip III: Normal trakeobronşiyal sistemden bağımsız olan işlevsiz akciğer dokusunun anormal sistemik kanlanmasının olmasıdır. Daha sonra Pryce Tip I sekestrasyon 'psödosekestrasyon' olarak adlandırılmıştır. Konjenital psödosekestrasyon en sık alt loblarda görülür ve kanlanma desendan torasik aorta, çölyak arter veya abdominal aortanın bir dalından kaynaklanır. Tanıda BT en iyi yöntemdir. |
9. | Trakeal Bronş: Nadir Bir Anomali Tracheal Bronchus: A Rare Anomaly Mesut Özgökçe, Fatma Durmaz, Ensar Türko, Muhammed Bilal Akıncıdoi: 10.5505/respircase.2019.08760 Sayfalar 123 - 125 Trakea ya da ana bronşlardan köken alan dallanma anomalileri nadirdir. Trakeal bronş da bu anomalilerden biridir. Genellikle semptomsuzdur. Tanı genellikle başka nedenle çekilen bilgisayarlı tomografi veya bronkoskopi ile konur. Bronşial anatominin radyolog tarafından tanınıp ortaya konması olası girişimsel işlemlere rehberlik yapması açısından önemlidir. Biz de trakeal bronş tanısı alan olgumuzu nadir görülmesi nedeniyle, bigisayarlı tomografi bulguları ile beraber, literatür eşliğinde sunmayı amaçladık. |
YAZAR İNDEKSI | |
10. | Yazar İndeksi Author Index Sayfalar 126 - 127 Makale Özeti | |
HAKEM İNDEKSI | |
11. | Hakem İndeksi Reviewer Index Sayfa 128 Makale Özeti | |